Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, kadim geleneğe göre yaratılmışların en şereflisi olan insanın haklarını korumanın hem inanç, hem de hukukun gereği olduğunu kaydetti. Bakan Tunç, "Güçlünün değil, haklının yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.ANKARA (İGFA) - 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mesaj yayımladı.

Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, insan haklarının insanın sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu haklardır ve her insanın başta yaşam hakkı olmak üzere bütün temel hakları kutsal ve dokunulmaz olduğunun altını çizdi.

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 22 yılda “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinden hareketle temel hak ve özgürlükleri yüceltmek, Hukuk Devleti ilkesini her alanda egemen kılmak, Anayasamızdaki vesayetçi ruhu azaltmak, demokrasimizi daha da güçlendirmek için çok sayıda sessiz devrim niteliğinde reforma imza attık" diyen Bakan Tunç, "Türkiye Yüzyılının ilk temel politika belgelerinden olacak yeni Yargı Reformu Strateji Belgemizde de Hukuk Devletini daha da tahkim edecek, temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirecek adımlar atmaya devam edeceğiz. Huzurlu ve güvenli bir gelecek, daha adil bir dünya için şüphesiz insan hakları korunmalıdır" mesajını verdi.

https://twitter.com/yilmaztunc/status/1866396205061955908

TEMA Edirne'den meraların 'amaç dışı' kullanımına uyarı geldi TEMA Edirne'den meraların 'amaç dışı' kullanımına uyarı geldi

Günümüzde başta Filistin olmak üzere birçok coğrafyada insan hakları ihlallerinin eriştiği boyut, insanlığın geleceği adına endişe verici olduğunun altını çizen Bakan Tunç, mesajında şu ifadeleri kullandı:

"En temel insan hakları olan yaşam hakkı, mülkiyet hakkı, güvenlik hakkı, din ve vicdan özgürlüğü yok sayılmaktadır. Uluslararası kuruluşlar ve mekanizmalar insanlığın sorunlarını çözmekte yetersiz ve etkisiz kalmaktadır.  Sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu ülkeler, insan haklarının evrensel olma vasfını teoriden pratiğe geçirememiş, Filistin ve mazlum coğrafyalardaki sınavını geçememiştir.   Türkiye olarak nerede olursa olsun yaşanan acılara ve hak ihlallerine karşı sesimizi yükseltmeyi, her zaman adaleti ve hakkaniyeti savunmayı sürdüreceğiz. Güçlünün değil haklının yanında olmaya devam edeceğiz. Acıların ve adaletsizliklerin yaşanmadığı, barışın ve insan onurunun egemen olduğu, insan haklarının güvence altına aldığı daha güzel bir dünya temennisiyle..."