Son dönemde sahte içki tüketimi sonucu artan ölümler dolayısıyla sahte içki ve metil alkol zehirlenmesi konusuna dikkat çeken Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, “Metil alkol, etil alkole oranla daha ucuz olması nedeniyle sahte içki üretiminde yasadışı üreticiler tarafından kullanılıyor.” dedi.İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Eczane Hizmetleri Program Başkanı Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, son dönemde sahte içki tüketimi sonucu yaşanan ölümler nedeniyle sahte içki ve metil alkol zehirlenmesi konusunu değerlendirdi.

ZEHİRLENMELERDE ACİL SERVİSLERE BAŞVURU SÜRESİ ÇOK ÖNEMLİ

Tüm dünyada metil alkole bağlı toksik felaketlerin ölüme yol açtığını dile getiren Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, “Ülkemizde ise zaman zaman düşük maliyetli içki üretmek amacıyla etil alkol yerine daha ucuz olan metil alkol kullanılmakta ve bu durum zehirlenmelere hatta ölümlere neden olmaktadır. Metil alkol zehirlenmelerinde hastaların hastanelerin acil servislerine başvuru süresi ve metil alkol zehirlenmesi tanısının erken konulması büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra, hastanın hemodiyaliz gibi tedavi kaynaklarına ulaşımı da kritik rol oynamaktadır.” dedi.

Metil alkolün, yasadışı içki üretiminde sıklıkla kullanılan ve toksik etkiler gösteren bir alkol türü olduğunu vurgu yapan Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, “Bu etkiler bazen geçici olsa da kalıcı hasarlara yol açabilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Endüstride çeşitli sektörlerde çözücü olarak kullanılan bu alkol türü, içki üretimi için uygun değildir. Ancak, etil alkole oranla daha ucuz olması nedeniyle sahte içki üretiminde yasadışı üreticiler tarafından kullanılıyor. Özellikle içki satışı yapılan eğlence mekanları ve restoranlarda, kişilerin içtikleri içkinin sahte olup olmadığını anlamaları mümkün değil. Ayrıca, kişilerin evde kendi içkilerini hazırlama istekleri de zehirlenmelere yol açabiliyor. Çünkü çoğu zaman, satın aldıkları alkollerin etil alkol mü yoksa metil alkol mü olduğunu anlayacak bilgiye sahip değildirler ve bu nedenle metil alkol kullanarak hazırladıkları içkileri tüketebiliyorlar.” diye konuştu.

İnsanların, sahte içkilerin ölüme yol açabileceği veya körlük gibi kalıcı toksik etkiler oluşturabileceği konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları ve her iki alkol türünün de birbirine benzer özellikler taşımasının, sahte içkilerin tüketilmesine neden olduğunu kaydeden Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, “Son yıllarda yasadışı olarak üretilen kaçak içki tüketimine bağlı ölümler ve zehirlenmeler giderek artıyor. Bu sebeple, acil servislere başvuran hastalarda erken tanı konulması ve tedaviye başlanması gerekmektedir. Metil alkol zehirlenmesi tedavisinde antidot tedavisi ve hemodiyaliz uygulaması hayat kurtarıcı olmaktadır.” ifadesinde bulundu.

25-30 ML METİL ALKOL ALIMI KALICI KÖRLÜĞE, 100 ML ALIMI İSE ÖLÜME NEDEN OLUYOR

Metil alkol zehirlenmesinde maruziyetin, genellikle oral yolla olmakla birlikte, inhalasyon (soluma) ve dermal yollarla da gerçekleşebildiğini dile getiren Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, “Metil alkol ağız yoluyla alındığında mide ortamında çok hızlı bir şekilde emilir. Yaklaşık 25-30 ml metil alkol alımı kalıcı körlüğe, 100 ml alımı ise ölüme neden olabilir. Metil alkol zehirlenmesine bağlı gelişen klinik bulgular, maruziyetin şekline ve dozuna göre değişiklik gösteriyor. Metil alkol zehirlenmesinde antidot olarak etil alkol kullanılıyor. Zehirlenme tanısını koyabilmek için, destekleyici testler yapılmalıdır. Kesin tanı ise kanda metanol düzeyini ölçmekle konabilir, ancak bu her zaman mümkün olmayabilir.” dedi.

SAHTE İÇKİDEN ZEHİRLENME NASIL ANLAŞILIR?

TBMM'de bütçe görüşmeleri bitti... Gündemde bu hafta neler var? TBMM'de bütçe görüşmeleri bitti... Gündemde bu hafta neler var?

Zehirlenmeler başta klasik zehirlenme ve sarhoşluk bulguları gibi başlasa da ilerleyen dönemlerde spesifik zehirlenme belirtileri gelişebildiğini söyleyen Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, metil alkol zehirlenmesinin klinik bulgulardan bazılarının sarhoşluk, gastrointestinal bozukluk, görme bozukluğu ve körlük, arın ağrısı, kusma, pankreatit, bilinç bozukluğu, nöbet, koma ve santral sinir sistemi depresyonu, böbrek yetmezliği, miyokardiyal disfonksiyon ve serebral kanama olduğunu ifade etti.